Meşe ağacı fırtınadan sonra ayakta kaldı.
- The oak tree remained standing after the storm.
O büyük, ihtiyar meşe ağacının dibinde çimlere uzanıp, gövdesine adlarımızın baş harflerini kazıyacağım.
- I'm going to lay you down in the green grass underneath that big old oak tree and then carve our initials into its trunk.
Çift baş harflerini meşe ağacına kazıdı.
- The couple carved their initials in an oak tree.
O, meşe ağacından bazı dallar kesti.
- He cut some branches off the oak tree.