Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti.
- The boy's plan was to study medicine and return to Saint Croix as a doctor.
Bir hafta içinde eve dönmek zorundayım.
- I must return home within a week.
Bir araba iade etmek istiyorum.
- I'd like to return a car.
Dün yeşil bir kanepe aldım, ama kapıdan sığdıramadım, bu yüzden geri iade etmek zorunda kaldım.
- I bought a green couch yesterday, but I couldn't fit it through the door, so I had to return it.
Tokyo'ya bir gidiş dönüş biletim var.
- I have a return ticket to Tokyo.
Osaka'ya bir gidiş dönüş biletim var.
- I have a return ticket to Osaka.
O onun aşkını geri çevirmedi.
- He did not return her love.
Tom karşılık olarak ne istiyor.
- What does Tom want in return?
Keşke iyiliğe karşılık verebilsem.
- I only wish I could return the favor.