Tom Mary'nin söylemek zorunda olduğu şeyi herhangi bir heyecan göstermeden dinledi.
- Tom listened to what Mary had to say without showing any emotion.
Gerçek duygularını göstermek Japonya'da bir erdem olarak düşünülmemektedir.
- Showing your real feelings is not considered a virtue in Japan.
Sence bizi film gösterimine davet edecekler mi?
- Do you think they will invite us to the film showing?
K -9 film gösterimde.
- The movie K-9 is showing.
Delikanlı yeni arabasını gösteriyor.
- The teenager is showing off his new car.
K -9 film gösterimde.
- The movie K-9 is showing.
İnsanlar sadece ne olduklarını göstererek düzeltilebilir.
- Men can only be corrected by showing them what they are.
Onlara biraz büyü göstererek çocukları eğlendirdi.
- He amused the children by showing them some magic.
Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.
- He was the kind of kid who was always showing off to his classmates.
Onu bana gösterir misin?
- Would you mind showing me that?
He made a poor showing at his first time at bat.