Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
- None of the computers can continue to run with a burnt card.
Kredi kartlarını kabul ediyor musunuz?
- Do you accept credit cards?
Sana Boston'dan bir kartpostal göndereceğim.
- I'll send you a post card from Boston.
Son kartpostal benimki.
- The last card is mine.
Tom konferans odasına girdi, belgelerle dolu büyük bir karton kutu taşıyordu.
- Tom entered the conference room, carrying a large cardboard box full of documents.
Tom Mary'nin ona verdiği kartvizite baktı.
- Tom looked at the business card Mary gave him.
Tom Mary'ye kartvizitini verdi.
- Tom gave Mary his business card.
He accused them of playing the race card.