a relationship held between two or more entities

listen to the pronunciation of a relationship held between two or more entities
الإنجليزية - التركية

تعريف a relationship held between two or more entities في الإنجليزية التركية القاموس.

fact
{i} hakikat
fact
{i} unsur
fact
factfinding delil toplayan accessory after the fact cürüm işlendikten sonra suç ortağı olan kimse
fact
in fact gerçekten
fact
gösterilen husus veya keyfiyet
fact
filvaki
fact
hakikaten
fact
hadise
fact
olgusal gerçek
fact
çarpınım
fact
gerçek olay
fact
olmuş şey
fact
doğru bilgi
fact
gerçek

Bu gerçek unutulmamalı. - This fact must not be forgotten.

Gerçekler uzun yıllar boyunca açıklanmadı. - The facts did not become public for many years.

fact
olay

Olay onun dürüstlüğünü kanıtlıyor. - The fact proves his honesty.

Bu gerçek bir olaydır. - That is an actual fact.

fact
olgu

O kitap, olgusal hatalarla doludur. - That book is full of factual errors.

Olgun insanlar fikirler hakkında konuşur, aydınlar gerçekler hakkında, ve sıradan insanlar da ne yedikleri hakkında konuşurlar. - Wise men talk about ideas, intellectuals about facts, and the ordinary man talks about what he eats.

fact
bilgi

Başka insanları ikna etmek için gerekli olan bilgileri yazın. - Write down the facts needed to convince other people.

Mary bilgisayarında çalışıyor gibi davrandı ama aslında o, konuşmaya kulak misafiriydi. - Mary pretended to be working on her computer, but in fact she was eavesdropping on the conversation.

fact
(isim) gerçek, hakikat, olgu, unsur, durum, olay, eylem
fact
(Avrupa Birliği) fiil, vaka, olay
الإنجليزية - الإنجليزية
fact
a relationship held between two or more entities

    الواصلة

    a re·la·tion·ship held be·tween two or more entities

    التركية النطق

    ı rileyşınşîp held bitwin tu ır môr entîtiz

    النطق

    /ə rēˈlāsʜənˌsʜəp ˈheld bēˈtwēn ˈto͞o ər ˈmôr ˈentətēz/ /ə riːˈleɪʃənˌʃɪp ˈhɛld biːˈtwiːn ˈtuː ɜr ˈmɔːr ˈɛntɪtiːz/
المفضلات