Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a purchase used to fish the anchor

listen to the pronunciation of a purchase used to fish the anchor
الإنجليزية - التركية

تعريف a purchase used to fish the anchor في الإنجليزية التركية القاموس.

fish
balık

Lütfen, balık ve eti dondurunuz. - Please freeze the fish and meat.

Yunuslar ve balinalar balık değildir. - Dolphins and whales are not fish.

fish
{f} avlamak

Ruhsatsız balık avlamaktan ceza yedim. - I was fined for fishing without a license.

Ben biraz balık avlamak için bir hafta izin alıyorum. - I'm taking a week off to do some fishing.

fish
(deyim) derya kuzusu
fish
(Hayvan Bilim, Zooloji) balıklar

Bu Tom'un yakaladığı balıklardan biri. - This is one of the fish that Tom caught.

O, balıklar hakkında o kadar şeyi nasıl öğrendi? - How did she get to know so much about fish?

fish
balık tutmak

Hobilerim balık tutmak ve televizyon izlemektir. - My hobbies are fishing and watching television.

Bu kulübün bir üyesi kalmak istiyorsanız balık tutmak ya da yem kesmek zorundasınız. - If you want to stay a member of this club, you have to fish or cut bait.

fish
{f} balık avla

Tom, oldukça sık balık avlamaya gider. - Tom goes fishing quite often.

Balık avlamak için göllere gidiyor musun? - Do you go fishing on the lakes?

fish
içinde balık avlamak
fish
seren berkitmek
fish
balıkbal
fish
up veya out ile arayıp
fish
{f} balık tutmak, balık avlamak
fish
{f} denizden çıkarmak
fish
{f} tutmak

Hobilerim balık tutmak ve televizyon izlemektir. - My hobbies are fishing and watching television.

Bu kulübün bir üyesi kalmak istiyorsanız balık tutmak ya da yem kesmek zorundasınız. - If you want to stay a member of this club, you have to fish or cut bait.

fish
ağız aramak
fish
for ile aramak
fish
(isim) balık
fish
{i} (çoğ. fish, değişik türler için fish.es) balık
fish
(fiil) tutmak, avlamak, denizden çıkarmak, bulup çıkarmak, balığa çıkmak, araştırmak
fish
{f} araştırmak
fish
{f} balığa çıkmak

Tek istediğim balığa çıkmak. - All I want to do is go fishing.

Tom babasıyla balığa çıkmaktan hiç keyif almadı. - Tom never enjoyed fishing with his father.

الإنجليزية - الإنجليزية
fish
a purchase used to fish the anchor

    الواصلة

    a pur·chase used to fish the an·chor

    التركية النطق

    ı pırçıs yuzd tı fîş dhi ängkır

    النطق

    /ə ˈpərʧəs ˈyo͞ozd tə ˈfəsʜ ᴛʜē ˈaɴɢkər/ /ə ˈpɜrʧəs ˈjuːzd tə ˈfɪʃ ðiː ˈæŋkɜr/
المفضلات