Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Japoncada benzer bir deyişiniz var mı?
- Do you have a similar saying in Japanese?
Deyiş bize oldukça tanıdık.
- The saying is quite familiar to us.
Paranın mutluluğu satın alamayacağını söylemeye gerek yok.
- It goes without saying that money cannot buy happiness.
Zamanın para olduğunu söylemeye gerek yok.
- It goes without saying that time is money.
O, çok uzun konuşmayacağını söyleyerek başladı.
- He began by saying that he would not speak very long.
Öyle bir şey söyleyerek beni terletiyorsun.
- You are making me sweat saying a thing like that.
Müvekkilim başka bir söz söylemiyor.
- My client isn't saying another word.
Galiba sen bugün söylediğim bir sözü anlamıyorsun.
- You probably don't understand a word I'm saying today.
Ben onun öyle söyleyişini hatırlıyorum.
- I recollect his saying so.
Başarının anahtarı olan dürüstlük söylenilmediği taktirde sürer
- It goes without saying that honesty is the key to success.
Söylediğinin anlamı yok.
- What you are saying does not make sense.
Atasözünde dendiği gibi; söz gümüşse, sükut altındır.
- As the saying goes: Speech is silver, silence is gold.
Galler'de, bir atasözümüz var.
- In Wales, we have a saying.
En sevdiğin özdeyiş nedir?
- What's your favorite saying?