Onun nefesi içki kokuyordu.
- His breath reeked of liquor.
Bu barın sahibi asla veresiye içki satmaz.
- The owner of this bar never sells liquor on credit.
Liköre dokunan dudaklar benimkine dokunmayacaklar.
- Lips that touch liquor shall not touch mine.
Likör dükkânından bir şişe bira satın aldım.
- I bought a bottle of beer at the liquor store.