الإنجليزية - التركية
تعريف a problem that needs fixing, especially in computing في الإنجليزية التركية القاموس.
- bug
- (Askeri) HATA, YANLIŞ, AŞILANMAK, FİKRE MÜPTELA OLMAK
- bug
- {f} kızdırmak
- bug
- (Hayvan Bilim, Zooloji) yarımkanatlı böcek
- bug
- (deyim) sinirlerini ayağa kaldırmak
- bug
- çapar
- bug
- canını sıkmak
- bug
- (Bilgisayar) yazılım hatası
- bug
- mikrop
- bug
- hata
Biz milenyum hatası için tamamen hazırlıklıyız.
-We're thoroughly prepared for the millennium bug.
Biz milenyum hatası için zaten hazırdık.
-We've already prepared for the millennium bug.
- bug
- aptalca ya da geçici heves
- bug
- uyuz etmek
- bug
- hata ya da güçlük
- bug
- arıza
Programcı arızayı düzeltti.
-The programmer fixed the bug.
- bug
- {i} mikrop, virüs
- bug
- {i} (Bilgisayar) hata, arıza
- bug
- dili kusur
- bug
- hata,v.o_h.durmadan rahatsız et+e.gizli mikrofon y
- bug
- dili mikrop
- bug
- {i} merak
- bug
- {i} dinleme cihazı
Onun bir dinleme cihazı olup olmadığını bilmiyorum, fakat bu yazılım doğru olarak çalışmıyor.
-I don't know if it's a bug or not, but this software doesn't work correctly.
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a problem that needs fixing, especially in computing في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- bug
The software bug led the computer to calculate 2 plus 2 as 5.
a problem that needs fixing, especially in computing
الواصلة
a prob·lem that needs fixing, es·pe·cial·ly in com·put·ingالنطق
Resimler
المفضلات