a prize promised for a certain deed or catch

listen to the pronunciation of a prize promised for a certain deed or catch
الإنجليزية - التركية

تعريف a prize promised for a certain deed or catch في الإنجليزية التركية القاموس.

reward
ödüllendirmek
reward
{i} mükâfat

Mükâfatlandırılacaksınız. - You will be rewarded.

İyi kotarılmış bir şeyin mükâfatı onu yapmış olmaktır. - The reward of a thing well done is to have done it.

reward
mükafat

Mükâfatlandırılacaksınız. - You will be rewarded.

Fazilet onun kendi mükafatıdır. - Virtue is its own reward.

reward
{i} ödül

Tom'un çabaları ödüllendirildi. - Tom's efforts were rewarded.

Tom bir ödülü hak ediyor. - Tom deserves a reward.

reward
{f} mükâfatlandırmak
reward
{f} karşılığını vermek
reward
{i} karşılık, bedel
reward
{i} karşılık
reward
{i} hizmet karşılığı kazanılan şey
reward
ödüllendirme

Kendinizi ödüllendirmeyi deneyin ve ödül için başkalarına güvenmeyi denemeyin. - Try rewarding yourself and not relying on others for reward.

reward
caize
reward
ödül vermek
reward
mükâfatını vermek
reward
rewardablemükâfatlandırılabilir
الإنجليزية - الإنجليزية
reward

The rewards for bringing in badly wanted criminals are printed on 'dead or alive' posters.

a prize promised for a certain deed or catch

    الواصلة

    a prize prom·ised for a cer·tain deed or catch

    التركية النطق

    ı prayz prämıst fôr ı sırtın did ır käç

    النطق

    /ə ˈprīz ˈpräməst ˈfôr ə ˈsərtən ˈdēd ər ˈkaʧ/ /ə ˈpraɪz ˈprɑːməst ˈfɔːr ə ˈsɜrtən ˈdiːd ɜr ˈkæʧ/
المفضلات