Sen beni temizleyici dükkanına götürdün.
- You took me to the cleaners.
Kediler vakum temizleyicilerden nefret ediyorlar.
- Cats hate vacuum cleaners.
Tom'un masası o kadar dağınıktı ki, temizlikçi odayı temizlemeyi reddetti.
- Tom's desk was so untidy that the cleaner refused to clean the room.
Sadece temizlikçiler toplantı odasına girmeye yetkilidir.
- Only cleaners are authorized to enter into the meeting room.
Elbisemi bir kuru temizleyiciye göndermek istiyorum.
- I'd like to send my dress to a dry cleaner.
Ceketimi kuru temizleyiciye götürür müsün?
- Would you take my jacket to the cleaners?