الإنجليزية - التركية
تعريف a preparation (usually made of sweetened chicle) for chewing في الإنجليزية التركية القاموس.
- gum
- {i} dişeti
Benim dişetim kanıyor.
-I have bleeding gums.
- gum
- sakız
Onun ayakkabılarına biraz sakız yapıştı.
-Some gum stuck to his shoes.
Sakız tadını kaybetti.
-The gum has lost its taste.
- chewing gum
- sakız
Favori sakız türün nedir?
-What's your favorite kind of chewing gum?
Mary Tom'a bir sakız önerdi, o onu kabul etti.
-Mary offered Tom a chewing gum, which he accepted.
- gum
- sakız/zamk/dişet
- gum
- (Gıda) tutkal
- gum
- (İnşaat) sakı
Onun ayakkabılarına biraz sakız yapıştı.
-Some gum stuck to his shoes.
Sakız ayakkabımın tabanına yapıştı.
-Gum got stuck to the bottom of my shoe.
- chewing gum
- çiklet
- gum
- zamkla yapıştırmak
- gum
- zamk
- gum
- çiklet
- gum
- argo işi bozmak
- gum
- gum up pislikle dolup çalışmaz hale gelmek veya getirmek
- gum
- {f} yapıştırmak
- gum
- {i} çapak
- gum
- {i} kauçuk
- gum
- gumboil diş eti iltihabı
- gum
- i., gen. çoğ. dişeti
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a preparation (usually made of sweetened chicle) for chewing في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- chewing gum
- gum
a preparation (usually made of sweetened chicle) for chewing
الواصلة
a prep·a·ra·tion (usually made of sweetened chicle) for chewingالنطق
Resimler
المفضلات