تعريف a pool في الإنجليزية التركية القاموس.
- pool
- havuz
Bu otelin bir spor salonu ve bir yüzme havuzu vardır.
- This hotel has a gym and a swimming pool.
Yüzme havuzlarında, su sürekli olarak filtrelerden pompalanır.
- In swimming pools, water is continuously pumped through a filter.
- flash
- {f} ışık tutmak
- flash
- {i} flaş
Resmi flaşlı mı yoksa flaşsız mı çekmeliyim?
- Should I take the picture with or without flash?
Flaşlı fotoğraf çekmek bu noktadan itibaren yasak.
- Flash photography is not permitted beyond this point.
- flash
- {i} ışıltı
Işıltı şişede yansıdı.
- The flash was reflected in the bottle.
- flash
- ani ışık
- pool
- {i} bilardo (amerikan)
If you want to play pool or darts this bar has it all - Bilardo yada dart oynamak istersen bu bar tam aradığın yer.
- pool
- {i} on beş top ile oynanan bir çeşit bilardo
game played on a billiard table with a cue ball and 15 other balls that are driven into pockets.
- pool
- {i} yüzme havuzu
Yüzme havuzu halka açık.
- The swimming pool is open to the public.
Yüzme havuzuna daldı.
- She dived into the swimming pool.
- pool
- {f} kârı paylaşmak
- pool
- {i} petrol rezervi
- pool
- {i} tröst
- pool
- {f} toplan
- pool
- spor toto
- pool
- {i} birlik
Tom, çocuklarıyla birlikte havuzda yüzüyor.
- Tom is swimming with his kids in the pool.
- pool
- {i} kartel
- pool
- rekabete meydan vermemek için mal fiyatlarını kontrol altmda tutan tüccarlar birliği
- pool
- ticaret birliği kurmak amacıyla para ve sermayeleri bir araya getirme
- pool
- {i} pot
- pool
- {i} fon
- pool
- {f} tröst kurmak
- pool
- havuz,v.toplan: n.havuz
- pool
- {f} birleştirmek
- pool
- (Tıp) Kan toplanması, kan birikimi
- pool
- ekip
- pool
- {i} tic. rekabeti önlemek için fiyatları kontrol altında tutan
- pool
- çalışma grubu
- pool
- {f} fon oluşturmak
- pool
- (Askeri) İKMAL MERKEZİ TEŞKİL ETMEK: Başka faaliyet unsurlarının, ihtiyaç halinde çekebilecekleri bir vasıta veya personel ikmalini elde bulundurmak ve idare etmek. Bir ikmal merkezi teşkilinin belli başlı maksadı, toplu halde tutulan (akaryakıt merkezi, iş ve malzeme merkezi gibi) vasıta ve personelin kullanılmasında azami verim sağlanmasına yardımcı olmaktır
- pool
- bahis tutuşmada veya kumarda ortaya konulan para
- pool
- {f} para koymak
- pool
- {i} isk. ortaya konulan para
- pool
- {i} gölet
- pool
- {i} su birikintisi
- pool
- bilardo
Ne kadar süredir bilardo oynuyorsun?
- How long have you been playing pool?
Tom bilardo masasına uzandı.
- Tom went over to the pool table.
- flash
- (Bilgisayar) yanıp sönme ışıldama
- flash
- ışıldama
- flash
- kısa fakat önemli bir haber
- flash
- çakmak (şimşek)
- flash
- (Fotoğrafçılık) flaş aygıtı
- flash
- (Argo) teshirçilik yapmak
- flash
- şimşek gibi çakmak
- pool
- bahçe havuzu
- pool
- iskambilde ortaya konulan para
- pool
- bir merkezde toplamak
- pool
- (Ticaret) ortak sermaye
- pool
- irkinti
- pool
- (Ticaret) ortak fon
- pool
- (Ticaret) havuzda toplamak
- pool
- (Ticaret) kartel oluşturmak
- pool
- (Ticaret) ortak fona koymak
- pool
- amerikan bilardo
Amerikan bilardosu nasıl oynanır bilmiyorum.
- I don't know how to play pool.
- pool
- toplanmak
- pool
- (Ticaret) havuz sistemi
- pool
- öneri
- pool
- toplamak
- flash
- an
- flash
- birden parlamak
- pool
- ortaya konan para
- pool
- takım
- pool
- Amerikan bilardosu
Amerikan bilardosu nasıl oynanır bilmiyorum.
- I don't know how to play pool.
- pool
- paylaşmak
- pool
- ç.spor toto
- pool
- su birinkintisi
- pool
- gölcük
- flash
- birden parla(mak)
- pool
- toplan(mak)
- pool
- havuzu
- flash
- {f} atmak (bakış)
- flash
- {i} yıldırım haber
- flash
- {i} uyuşturucu sonrası gevşeme
- flash
- {i} ani bir parıldama
- flash
- (isim) ışıltı, parlama, şimşek, yıldırım, flaş, ani ışık, an, yıldırım haber, çarpıcı çekim, cep feneri, uyuşturucu sonrası gevşeme
- pool
- Birden çok işletmenin bir grup başkanının yönetimi altında, belirli bir işi gerçekleştirmek amacıyla belirli bir süre için oluşturdukları topluluk
- pool
- Belirli bir işi gerçekleştirmek amacıyla belirli bir süre için oluşturdukları topluluk