Dükkan tiyatronun tam karşısında.
- The store is just across from the theater.
Ben bir dönem draması görmek için tiyatroya gittim.
- I went to the theater to see a period drama.
Tom'un sesi o kadar hafifti ki amfinin arkasında oturanlara zar zor duyulabiliyordu.
- Tom's voice was so soft it was barely audible to those sitting at the back of the lecture theatre.
Sinema salonunda aniden bir yangın patlak verdi.
- All of a sudden, a fire broke out in the movie theater.
Kasabada eski bir sinema salonu var.
- There's an old movie theater in town.
Yakında büyük tiyatroda ışıklar söndürülecek ve boş sahne hayaletlere terk edilecek.
- Soon, in the great theatre, the lights will be put out, and the empty stage will be left to ghosts.
Tiyatro grubu yeni oyunu sahneledi.
- The theater group performed the new play.