a place, as an elevated chamber, from which a view may be observed or commanded

listen to the pronunciation of a place, as an elevated chamber, from which a view may be observed or commanded
الإنجليزية - التركية

تعريف a place, as an elevated chamber, from which a view may be observed or commanded في الإنجليزية التركية القاموس.

observatory
gözlemevi

Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı. - He built an observatory to study the stars.

O gözlemevi iyi bir konumda bulunuyor. - That observatory stands in a good location.

observatory
gözlemev

Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı. - He built an observatory to study the stars.

O gözlemevi iyi bir konumda bulunuyor. - That observatory stands in a good location.

observatory
etrafın manzarasını seyretmek için yapılmış kule
observatory
{i} rasathane

Adasında yaşarken, Brahe bir kale ve bir rasathane inşa etti. - While living on his island, Brahe built a castle and an observatory.

observatory
{i} gözlem evi

1854'te Le Verrier Paris gözlem evi müdürü oldu. O dönemlerde bu gözlem evi parçalanma içindeydi. Le Verrier gözlem evini iyi bilimin yer aldığı bir yer olarak yeniden kurdu. - In 1854, Le Verrier became director of the Observatory of Paris. At the time, this observatory was in decay. Le Verrier reestablished the observatory as a place where good science was taking place.

observatory
{i} gözlemevi, rasathane, observatuar
الإنجليزية - الإنجليزية
observatory
a place, as an elevated chamber, from which a view may be observed or commanded

    الواصلة

    a place, as an el·e·va·ted chamber, from which a view May be ob·served or commanded

    النطق

المفضلات