O futbol topu gerçek deriden imal edilmiştir.
- That football is made of genuine leather.
O, deri eşyalar alır ve satar.
- He buys and sells leather goods.
O, bana deriden yapılmış bir çanta verdi.
- She gave me a bag made of leather.
Yeni ayakkabılarım deriden yapılmıştır.
- My new pair of shoes are made of leather.
Ben bir parça bagaj satın aldım.
- I bought a piece of baggage.
Bir parça kek tattım ve o lezzetliydi.
- I tried a piece of cake and it was delicious.