a picture, likeness, diagram or representation, usually drawn on paper

listen to the pronunciation of a picture, likeness, diagram or representation, usually drawn on paper
الإنجليزية - التركية

تعريف a picture, likeness, diagram or representation, usually drawn on paper في الإنجليزية التركية القاموس.

drawing
{i} çizme

Tom resim çizmede inanılmaz derecede kötüydü. - Tom is incredibly bad at drawing.

Tom Mary'nin resim çizmesini izledi. - Tom watched Mary drawing a picture.

drawing
{i} çekme

İlgiyi kendine çekmek istiyorsun. - You're drawing attention to yourself.

Sami dikkat çekmeyi severdi. - Sami liked drawing attention.

drawing
çizerek

Figürler çizerek kendi kendine eğlendi. - He amused himself by drawing figures.

Çocuk süper kahramanlar hakkında kısa hikayeler çizerek saatler harcıyor. - The boy spends hours drawing short stories about superheroes.

drawing
(Ticaret) poliçe çekme
drawing
haddeden geçirme
drawing
çekim
drawing
şema
drawing
tersim
drawing
plan

Yeni bir ticaret bölgesi için planlar henüz çalışma aşamasında. - Plans for a new trade zone are still on the drawing board.

drawing
{f} çiz

O, onun bir resim çizişini izledi. - She watched him drawing a picture.

O, bir resim çiziyor. - She is drawing a picture.

drawing
resim çizme sanatı
drawing
{i} piyango, çekiliş
drawing
(Mukavele) çizim, plan
drawing
çizme sanatı
drawing
{i} eskiz
drawing
{i} çizgi

Kız süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor. - The girl spends hours drawing superhero comics.

Çocuk süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor. - The boy spends hours drawing superhero comics.

drawing
(İnşaat) çizim, çekme
drawing
(isim) çizim, çizme, resim, eskiz, resim taslağı, taslak, çizgi, çekme
drawing
drawing card ilgi çekici kimse veya program
الإنجليزية - الإنجليزية
drawing
a picture, likeness, diagram or representation, usually drawn on paper

    الواصلة

    a picture, likeness, di·a·gram or representation, u·su·al·ly drawn on pa·per

    النطق

المفضلات