Tom şeytanın avukatını oynamada çok iyi değildir.
- Tom isn't very good at playing the devil's advocate.
O, şeytanın avukatı olmaktan usandı ve ne kadar aptalca olursa olsun, şimdi onların önerdiği her fikri kabul ediyor.
- He got tired of being the devil's advocate and now agrees with every idea they suggest, no matter how dumb.
O, sınıf ayrımlarının ortadan kaldırılmasını savundu.
- He advocated abolishing class distinctions.
Kadınlar için eşit hakları savundu.
- She advocated equal rights for women.
Sen bizim savunucumuzsun, Tom.
- You are our advocate Tom.
She has been a strong advocate for reform.