الإنجليزية - التركية
تعريف a person who acts in a bizarre or dangerous manner في الإنجليزية التركية القاموس.
- psycho
- sapık
Sami bir sapık tarafından öldürüldü.
-Sami was murdered by a psycho.
- psycho
- psikopat
Fadıl bir psikopattır.
-Fadil is a psychopath.
Bu hükümdarlar bir sürü kana susamış psikopatlardır.
-These monarchs are a bunch of bloodthirsty psychopaths.
- psycho
- kafadan çatlak kimse
- psycho
- önek
- psycho
- akıl
- psycho
- (Tıp) Akıl, ruh, hayat
- psycho
- (Tıp) Ruhi
- psycho
- ruh
Onun hastalığı aslında ruhsaldı.
-His illness was mainly psychological.
Bağırman ve uluman ruhsal bir bozukluk. Soruyorum, hastaneye kaldırılmadan önce terapiste gitmen için sana yalvarıyorum.
-Your yelling and howling is called a psychosis. I ask, I beg you to see a therapist before you get instituonalized.
- psycho
- (Tıp) Psiko
Bu kitap psikoloji ile ilgilenir.
-This book deals with psychology.
Niçin Tom'un bir psikolog olmayı seçtiğini düşünüyorsun?
-Why do you think Tom chose to become a psychologist?
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a person who acts in a bizarre or dangerous manner في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- psycho
a person who acts in a bizarre or dangerous manner
الواصلة
a per·son who acts in a bi·zarre or dan·ger·ous man·nerالتركية النطق
ı pırsın hu äks în ı bızär ır deyncırıs mänırالنطق
/ə ˈpərsən ˈho͞o ˈaks ən ə bəˈzär ər ˈdānʤərəs ˈmanər/ /ə ˈpɜrsən ˈhuː ˈæks ɪn ə bəˈzɑːr ɜr ˈdeɪnʤɜrəs ˈmænɜr/
Resimler
المفضلات