a person presiding over a meeting, chair, presiding officer, presider

listen to the pronunciation of a person presiding over a meeting, chair, presiding officer, presider
الإنجليزية - التركية

تعريف a person presiding over a meeting, chair, presiding officer, presider في الإنجليزية التركية القاموس.

president
reisicumhur
president
başkan

Fransa Başkanı, Okinawa'yı ziyaret etti. - The President of France visited Okinawa.

1860'ta Lincoln, ABD başkanlığına seçildi. - In 1860, Lincoln was elected President of the United States.

president
rektör
president
cumhurbaşkanı

Amerika Birleşik Devletleri'nin ilk Cumhurbaşkanı George Washington idi. - George Washington was the first President of the United States of America.

Geçen yıl Cumhurbaşkanı ile tokalaştığımı asla unutmayacağım. - I'll never forget shaking the President's hand last year.

president
sadır
president
şef
president
{i} genel müdür

O, bankanın genel müdürüdür. - He's the president of the bank.

Genel müdür ofisin dışındaki protestocuları görmezden geldi. - The president ignored the protesters outside his office.

president
(Askeri) BAŞKAN: Bir kurul veya mahkemede başkan durumundaki kimse
president
{i} devlet başkanı

İnsanlar, Devlet Başkanı'nın imzasını almak için sıraya girdiler. - The people were in a line to get the signature of the president.

Devlet Başkanının korumaları girişin önünde konuşlandırıldılar. - The President's guards are stationed in front of the entrance.

الإنجليزية - الإنجليزية
president
a person presiding over a meeting, chair, presiding officer, presider
المفضلات