الإنجليزية - التركية
تعريف a persistent, unwanted thought or idea that keeps recurring في الإنجليزية التركية القاموس.
- obsession
- {i} saplantı
Ben onun basketbolla saplantısını anlayamıyorum.
-I can't understand his obsession with basketball.
Onun sporla ilgili saplantısını anlayamıyorum.
-I can't understand his obsession with sports.
- obsession
- {i} takıntı
Leyla'nın Fadıl'a olan sevgisi bir takıntı haline gelmeye başlıyordu.
-Layla's love for Fadil was starting to become an obsession.
Senin bu takıntını anlamıyorum.
-I don't understand this obsession of yours.
- obsession
- akla takılan düşünce
- obsession
- sabit fikir
- obsession
- obsesyon
- obsession
- takınak
- obsession
- {i} sürekli endişe
- obsession
- (Tıp) Daimi endişe, fikri sabit, musallat olma, obsessio
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a persistent, unwanted thought or idea that keeps recurring في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- obsession
a persistent, unwanted thought or idea that keeps recurring
الواصلة
a persistent, un·want·ed thought or I·de·a that keeps recurringالنطق
Resimler
المفضلات