a perfume; an aroma; as, the bouquet of wine

listen to the pronunciation of a perfume; an aroma; as, the bouquet of wine
الإنجليزية - التركية

تعريف a perfume; an aroma; as, the bouquet of wine في الإنجليزية التركية القاموس.

bouquet
{i} demet

Ne tür bir buket istersiniz? Ben bir demet gül istiyorum! - What kind of bouquet would you like? I would like a bunch of roses!

bouquet
şarap koku
bouquet
{i} buket

Mary Tom'u akşam yemeğine davet etti ve Tom bir buket çiçek bir şişe kırmızı şarap getirdi. - Mary invited Tom over for dinner and Tom brought a bouquet of flowers and a bottle of red wine.

Oğlan hoşlandığı kıza bir buket gül vereceğini, onunla konuşacağını ve onu bir kahve içmeye davet edeceğini belirtti. - The boy stated that he would give a bouquet of roses to the girl that he liked, talk with her, and invite her to have a coffee.

bouquet
(şarap) koku
bouquet
{i} bir şaraba özgü koku
bouquet
{i} övgü
bouquet
{i} deste
bouquet
{i} kompliman
bouquet
{i} çiçek demeti
bouquet
{i} şarap kokusu
bouquet
{i} iltifat
bouquet
övgü/buket
الإنجليزية - الإنجليزية
bouquet
a perfume; an aroma; as, the bouquet of wine
المفضلات