a payment; a remittance; a requital

listen to the pronunciation of a payment; a remittance; a requital
الإنجليزية - التركية

تعريف a payment; a remittance; a requital في الإنجليزية التركية القاموس.

return
{f} dönmek

Bir hafta içinde eve dönmek zorundayım. - I must return home within a week.

Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı. - The president was forced to return to Washington.

return
{f} iade etmek

Bir araba iade etmek istiyorum. - I'd like to return a car.

Dün yeşil bir kanepe aldım, ama kapıdan sığdıramadım, bu yüzden geri iade etmek zorunda kaldım. - I bought a green couch yesterday, but I couldn't fit it through the door, so I had to return it.

return
geri gönderme
return
(Ticaret) geri çevirme

O onun aşkını geri çevirmedi. - He did not return her love.

return
getirmek (kar)
return
dönüp gelme
return
yanıt vermek
return
{i} seçim sonucu
return
{i} tazminat
return
{f} nüksetmek
return
{i} bülten
return
dönüş, dönmek dön
return
{f} misilleme yapmak
return
{f} geri gelmek
return
{f} yansıtmak
return
{i} karşılık

Tom karşılık olarak bir şey istedi. - Tom wanted something in return.

Karşılık olarak ne yapmak zorundayım? - What do I have to do in return?

return
{i} geriye gitme
return
{f} karar vermek [mahk.]
الإنجليزية - الإنجليزية
return
a payment; a remittance; a requital
المفضلات