a particular thing

listen to the pronunciation of a particular thing
الإنجليزية - التركية

تعريف a particular thing في الإنجليزية التركية القاموس.

particular
dikkate değer
particular
tam
particular
-e özgü
particular
özel

Tom'un onu yapmak için özel bir nedeni yoktu. - Tom did it for no particular reason.

Tom'un özellikle yakışıklı olduğunu sanmıyorum. - I don't think Tom is particularly handsome.

particular
tek
particular
özgü

Bu bitki Madeira adasına özgüdür. - This plant is particular to the island of Madeira.

particular
mahsus
particular
belirli

Şimdi yapacak belirli bir şeyim yok. - I have nothing particular to do now.

Şu belirli kişi çalışacaktı. - That particular person would run.

a thing
bir şey
particular
{s} müşkülpesent

Nasıl giyineceği hakkında müşkülpesent. - He is particular about how he dresses.

Yemeği hakkında çok müşkülpesenttir. - She is very particular about her food.

particular
{s} özel, -e özgü: his particular style onun üslubu
particular
{s} detaylı
particular
tafsi
particular
{s} özel, değışik, farklı
particular
dikkate değer,özellik
particular
{i} nokta

Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı. - The teacher particularly emphasized that point.

particular
{s} ayrıntılı
الإنجليزية - الإنجليزية
particular
a particular thing

    الواصلة

    a par·ti·cu·lar thing

    التركية النطق

    ı pırtîkyılır thîng

    النطق

    /ə pərˈtəkyələr ˈᴛʜəɴɢ/ /ə pɜrˈtɪkjəlɜr ˈθɪŋ/

    فيديوهات

    ... I'm asking for a particular thing I'm searching for. ...
    ... curious about this one particular thing. ...
المفضلات