Onun konuşması duruma çok uygun değildi.
- His speech was not very becoming to the occasion.
Başka bir durum için onu ayıralım.
- Let's reserve that for another occasion.
Bugünkü büyük olay nedir?
- What's the big occasion today?
Onlar beni ara sıra ziyaret ettiler.
- They visited me occasionally.
Ara sıra okula gitmem.
- I am absent from school on occasion.
Ben sadece özel durumlarda kravat takarım.
- I only wear a tie on special occasions.
Özel durumlar dışında Tom asla içki içmez.
- Tom never drinks except on special occasions.
I could think of two separate occasions when she had deliberately lied to me.