a number of things or persons being in some relation to one another

listen to the pronunciation of a number of things or persons being in some relation to one another
الإنجليزية - التركية

تعريف a number of things or persons being in some relation to one another في الإنجليزية التركية القاموس.

group
grup

Bir grup çete parayı çaldı. - A group of gangsters stole money.

Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum. - I don't want to identify myself with that group.

group
{f} gruplandırmak
group
gruplamak
group
türkümlemek
group
türkümlere ayırmak
group
küme
group
gruplara ayrılmak
group
gruplaşmak
group
topluluk

Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur. - In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.

Gruplar ya küçük bir toplulukla ya da tüm dünya ile bir ilgi paylaşmak için iyi bir yoldur. - Groups are a good way to share an interest with either a small community or the whole world.

group
{f} gruplaştır
group
{i} kütle
group
{i} öbek
group
{i} kafile
group
yan yana
group
aynı zamanda teşekkü1 ettiği farzolunan kaya tabakaları
group
(Tıp) Kimyasal bileşim hususunda birbirine benzer maddeler takımı
group
{i} manga
group
birbiri ile benzerlikleri olan hayvan veya bitki sınıfı
الإنجليزية - الإنجليزية
group
a number of things or persons being in some relation to one another

    الواصلة

    a num·ber of things or persons be·ing in some re·la·tion to one an·oth·er

    التركية النطق

    ı nʌmbır ıv thîngz ır pırsınz biîng în sʌm rileyşın tı hwʌn ınʌdhır

    النطق

    /ə ˈnəmbər əv ˈᴛʜəɴɢz ər ˈpərsənz ˈbēəɴɢ ən ˈsəm rēˈlāsʜən tə ˈhwən əˈnəᴛʜər/ /ə ˈnʌmbɜr əv ˈθɪŋz ɜr ˈpɜrsənz ˈbiːɪŋ ɪn ˈsʌm riːˈleɪʃən tə ˈhwʌn əˈnʌðɜr/
المفضلات