Bir yatak odası ayırtmak istiyorum.
- I'd like to book a bedroom.
Otelde bir oda ayırtmak zorundayım.
- I have to book a hotel room.
Onları temiz tutmak şartıyla sana elimdeki kitapları ödünç vereceğim.
- I will lend you the books, which I have at my disposal, on condition that you keep them clean.
Kitaplarının tam listesini istiyorum.
- I want a complete list of your books.
O listedeki kitapları Japonya'da bulmak zor olacak.
- The books which are on that list will be difficult to find in Japan.
Birtakım nüfuz sahibi arkadaşlarım var.
- I have a number of influential friends.
Tom, kendi veda yemeğinde birtakım müstehcen espriler yaptı ve bazı meslektaşları bundan rencide oldu.
- Tom told a number of off-colour jokes at his farewell dinner, and some of his colleagues were offended.
Kitap kulübüne kayıt yaptırmak, tanıtım paketinden sonra üç kitap daha satın almanızı şart koşar
- Enrolling in the book club obligates you to buy three more books after the introductory package.
Birkaç yolcu yaralandı.
- A number of passengers were injured.
Bugün birkaç öğrenci eksik.
- A number of students are absent today.
Adres defterimi odamda bıraktım.
- I left my address book in my room.
Tom defter tutma metodumuzu benimsedi.
- Tom adopted our method of bookkeeping.
Bu raflar birçok kitabı destekleyemez.
- These shelves cannot support so many books.
O, bir dizi heyecanlı dedektif hikâyesi yazdı.
- He has written a number of exciting detective stories.
Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı.
- The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.
Bir miktar kitap çalındı.
- A number of books were stolen.
Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu.
- The councilor tabled a number of controversial motions.
I spoke with a number of them about it.
A number of people have commented on it.