a nondurable good

listen to the pronunciation of a nondurable good
الإنجليزية - التركية

تعريف a nondurable good في الإنجليزية التركية القاموس.

a good
birçok

Birçok kişi oradaydı. - A good many people were there.

Pozisyon için birçok iyi adaylar vardı. - There were a good many candidates for the position.

a good
epey

Geçen yaz epeyce yağmur yağdı. - We had a good deal of rain last summer.

Japoncam için faydalı olacak güzel bir yazı hazırlamaya çalıştım, ama öğretmenim yazıda epey yanlışlar olduğunu ve yeni baştan yazmam gerektiğini söyledi. - I have attempted to create a good essay which utilizes my Japanese, but my professor said that much of it was incorrect and that I have to do it all over again.

a good
en az

Nakliyeciler kitap okuyan insanlardan hoşlanmazlar. Ama en azından iyi bir nedenleri var. - Movers don't like people who read books. But at least they have a good reason.

En azından biri iyi vakit geçiriyor. - At least somebody is having a good time.

a good
1. epey, epeyi, bir hayli; birçok: He was there a good while. Orada epey kaldı. A good many of the camellias were in bloom. Birçok kamelya çiçek açmıştı. 2. en az: They waited a good ten minutes. En az on dakika beklediler
a good
İyi bir
الإنجليزية - الإنجليزية
nondurable
a nondurable good

    الواصلة

    a non·du·ra·ble good

    التركية النطق

    ı nändûrıbıl gîd

    النطق

    /ə nänˈdo͝orəbəl gəd/ /ə nɑːnˈdʊrəbəl ɡɪd/
المفضلات