Adam tam bir yabancıydı.
- The man was a total stranger.
Buralarda bir yabancıyım.
- I'm a stranger in these parts.
Bir köpek yabancılara havlar.
- A dog barks at strangers.
Bir köpek yabancılara havlar.
- A dog will bark at strangers.
Yeni gelen masanın dibinde oturdu.
- The newcomer sat down at the foot of the table.
Yeni gelen kişi sinirlendiğinde kekeledi.
- The newcomer stuttered when he was nervous.
... This newcomer will have as profound an effect on human history ...