a native inhabitant of a place, country etc

listen to the pronunciation of a native inhabitant of a place, country etc
الإنجليزية - التركية

تعريف a native inhabitant of a place, country etc في الإنجليزية التركية القاموس.

natural
{s} doğuştan

Tom doğuştan liderdir. - Tom is a natural-born leader.

Onun doğuştan yetenekleri var. - He has natural gifts.

natural
{s} doğal

Eğer tamsayı sadece sıfırdan büyük veya eşit ise tamsayı doğaldır. - An integer is natural if and only if it is greater or equal to 0.

Kelimesi kelimesine direkt çeviriler değil, doğal görünen çeviriler istiyoruz. - We want natural-sounding translations, not word-for-word direct translations.

natural
{s} tabii

Asıl amaç buysa bilmem tabii. - If that is the real aim, naturally I would not know about that.

Şurası muhakkak ki, günümüz toplumunda tüketimin insan hayatında önemli bir yere haiz olduğunu ve refah seviyesini ve mutluluğunu yakından alâkadar etmesinin tabii olduğunu söyleyebiliriz. - Surely, in the present-day society, we might as well consider it natural that consumption plays an important role in the life of man and is closely related to his well-being and happiness.

natural
tabiata uygun
natural
cibilli
natural
olağan
natural
doğuştan yetenekli kişi
natural
doğaya özgü
natural
(Tıp) Sun'i veya patoljik olmayan
natural
asıl

Asıl amaç buysa bilmem tabii. - If that is the real aim, naturally I would not know about that.

natural
dili doğuştan hünerli kimse
natural
{s} doğuştan olan. i., k.dili. doğuştan yetenekli kimse
natural
öz çocuk
natural
suni olmayan
natural
(Tıp) Tabii, normal
natural
doğuştan budala
natural
natura
الإنجليزية - الإنجليزية
natural

I coniecture and assure my selfe that yee cannot be ignorant by what meanes this peace hath bin thus happily both for our proceedings and the welfare of the Naturals concluded .

a native inhabitant of a place, country etc
المفضلات