Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a motion on or in water, a dizzines

listen to the pronunciation of a motion on or in water, a dizzines
الإنجليزية - التركية

تعريف a motion on or in water, a dizzines في الإنجليزية التركية القاموس.

swimming
yüzme

Öylesine sıcak bir gündü ki yüzmeye gittik. - It was such a hot day that we went swimming.

Yüzmeyi kaymaya tercih ederim. - I prefer swimming to skiing.

swimming
yüzerek

Nehri yüzerek geçmeyi başardı. - He succeeded in swimming across the river.

Yüzerek geçmek imkânsız. Nehir çok geniş. - It's impossible to cross the river by swimming. It's too wide!

swimming
yüzme sporu
swimming
yüzücülük
swimming
{f} yüz

Ben bir çocukken çoğu zaman denizde yüzmeye gittim. - When I was a child, I often went swimming in the sea.

Öylesine sıcak bir gündü ki yüzmeye gittik. - It was such a hot day that we went swimming.

swimming
yüzme işi, yüzme, yüzücülük
swimming
başa

O nehri yüzerek geçmeyi başardı. - He managed to cross the river swimming.

Nehri yüzerek geçmeyi başardı. - He succeeded in swimming across the river.

swimming
süratle
swimming
dönen yüzen
swimming
yüzmeye ait veya uygun
swimming
sulu
swimming
swimming pool swimming bathyüzme havuzu
swimming
yaşlı swimming hole derede yüzmeye elverişli derin kısım
swimming
yüzmeye yarayan
swimming
swimmingly kolaylıkla
swimming
{i} yüzüş

O, çocukların yüzüşünü izledi. - He watched the boys swimming.

O, çocukların havuzda yüzüşünü izledi. - She watched the children swimming in the pool.

الإنجليزية - الإنجليزية
{n} swimming