Birleşmiş Milletlerin büyük elçisiydi.
- He was ambassador to the United Nations.
Suudi Arabistan büyük elçisinin istifa ettiğini az önce gördüm.
- I've seen just now that the ambassador of Saudi Arabia has resigned.
Büyükelçi bu gece Japonya'dan ayrılıyor.
- The ambassador is leaving Japan tonight.
Onun tutkusu bir büyükelçi olmaktır.
- Her ambition is to become an ambassador.
Portekiz'in Fransız büyük elçisidir.
- She's the French ambassador to Portugal.
O, Haiti büyük elçisidir.
- He's the ambassador to Haiti.