a meeting room

listen to the pronunciation of a meeting room
الإنجليزية - التركية

تعريف a meeting room في الإنجليزية التركية القاموس.

hall
{i} salon

Biri şemsiyesini salonda bıraktı. - Someone left their umbrella in the hall.

Bana bu salonu gösteren bir çocukla karşılaştım. - I met a boy, who showed me the way to this hall.

hall
hol

Tom hol dolabından paltosunu çıkardı ve onu giydi. - Tom took his coat out of the hall closet and put it on.

Şemsiyeni holde bırak. - Leave your umbrella in the hall.

hall
büyük salon

Canavar Grendel her gece kral Hrothgar'ın en büyük salonuna saldırdı. - The monster Grendel attacked king Hrothgar's great hall every night.

hall
malikane
hall
öğrenci yurdu

Öğrenci yurdundan Tom'un ofisine doğru yürüdüm. - I walked down the hall to Tom's office.

hall
okul veya üniversite binası
hall
aralık
hall
giriş salonu
hall
(mektep/birdem/vb.) salon
hall
koridor

Tom Mary'nin dairesinin dışındaki koridorda bir saat bekledi. - Tom waited an hour in the hallway outside Mary's apartment.

Koridorun aşağısında bir yangın var. - There's a fire down the hall.

hall
toplantı salonu
hall
{i} okul/üniversite binası
hall
{i} konak
hall
yurt/hôl/salon
hall
{i} yemekhane

Askerler yemekhanede yemek yerler. - The soldiers eat in the mess hall.

hall
{i} yurt
hall
resmi veya umumi toplantılara mahsus bina
الإنجليزية - الإنجليزية
hall
meeting room
A room in a building, such as an office building, set aside for the use of people to hold meetings
a meeting room

    الواصلة

    a meet·ing room

    التركية النطق

    ı mitîng rum

    النطق

    /ə ˈmētəɴɢ ˈro͞om/ /ə ˈmiːtɪŋ ˈruːm/
المفضلات