الإنجليزية - التركية
تعريف a measure of length equal to one twelfth of an inch في الإنجليزية التركية القاموس.
- line
- {i} hat
Tom'un grev hattını geçecek cesareti olduğundan şüpheliyim.
-I doubt that Tom has the courage to cross the picket line.
Eve girmeden önce, hırsız telefon hatlarını kesmiş.
-The thief cut the telephone lines before breaking into the house.
- line
- {f} doldurmak
- line
- sıralamak
- line
- (Argo) kandırıcı sözler
- line
- ton
- line
- çizgilerle göstermek
- line
- astarlamak
- line
- doğru çizgi
- line
- sıra oluşturmak
- line
- desen
- line
- (tenek ve deniz) hat
- line
- çizgi
Zamana bağlı bir toplumda zaman lineer olarak görülür-yani geçmişten şimdiki zamana ve geleceğe doğru uzanan düz bir çizgi olarak.
-In a time-bound society time is seen as linear- in other words as a straight line extending from the past, through the present, to the future.
Elbiselerin yeni çizgisi Paris'ten.
-The new line of dresses is from Paris.
- line
- {i} kablo
- line
- {f} kaplamak
- line
- ölçme ipi
- line
- (İnşaat) boru, hat, çizgi
- line
- {i} bilgi
- line
- kısa mektu
- line
- {i} kuyruk
Tom bir saat kuyrukta bekledi.
-Tom stood in line for an hour.
Tom üç saat kuyrukta beklemek zorunda kaldı.
-Tom had to wait in line for three hours.
- line
- dizgin
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a measure of length equal to one twelfth of an inch في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- line
a measure of length equal to one twelfth of an inch
الواصلة
a meas·ure of length e·qual to one twelfth of an inchالتركية النطق
ı mejır ıv lengkth ikwıl tı hwʌn twelfth ıv ın înçالنطق
/ə ˈmeᴢʜər əv ˈleɴɢkᴛʜ ˈēkwəl tə ˈhwən ˈtwelfᴛʜ əv ən ˈənʧ/ /ə ˈmɛʒɜr əv ˈlɛŋkθ ˈiːkwəl tə ˈhwʌn ˈtwɛlfθ əv ən ˈɪnʧ/
Resimler
المفضلات