Biz onu belediye başkanı seçtik.
- We elected her mayor.
Belediye başkanı ona şehrin anahtarını sundu.
- The mayor presented him with the key to the city.
Gözetlemede muhtemelen büyük bir hata olduğunu zannediyorum.
- I think that it likely that there was a major fault in the lookout.
Tenislerdekilerle karşılaştırılabilen dört büyük golf turnuvası hangileridir.
- What are the four major golf tournaments comparable to the ones in tennis?
Tom mimariyi asıl branş olarak seçiyor.
- Tom is majoring in architecture.
Tom Fransızcayı ana branş olarak seçmeye karar verdi.
- Tom decided to major in French.
Tom bir müzik majörü değil.
- Tom isn't a music major.
Ben bir İngiliz binbaşıydım.
- I was an English major.
Binbaşı Anderson savaşı durdurmaya hazırdı.
- Major Anderson was ready to stop fighting.
Tütün önemli ürünlerden biridir.
- Tobacco was one of their major crops.
Kate'e bir filmde önemli bir rol oynama fırsatı verildi.
- Kate has been given an opportunity to play a major role in a movie.
... amount of carbon dioxide per person. New York City is reported, according to the Mayor’s ...
... tavern mayor governor ...