a married woman

listen to the pronunciation of a married woman
الإنجليزية - التركية

تعريف a married woman في الإنجليزية التركية القاموس.

married woman
evli kadın

Tom bu evli kadınla birlikte olmayı sürdürdü. - Tom continued his relationship with that married woman.

wife
hanım
wife
{i} karı

Onun karısı neye benziyor? - What is his wife like?

Karısı hakkında şikâyet etmeden asla benimle görüşmez. - He never sees me without complaining about his wife.

wife
{i}

She's my wife - O benim eşim.

Kristy Anderson, Larry Ewing'in eşidir. - Kristy Anderson is the wife of Larry Ewing.

Eşim Lidia güzel, akıllı bir bayandır. - My wife Lidia is a beautiful, clever woman.

wife
{i} zevce

Orbay Hatun Samsun sâhiline çıktı ve oradan Amasya'ya varıp Toruntay'ın zevcesi Gürcü hatunda misafir kaldı - Orbay Hatun landed to shore of Samsun and from there she was guest of Toruntay's wife Gürcü Hatun in Amasya.

wife
{i} (çoğ. wives) karı

She's my wife. O benim karım.

married woman
kadın

Tom, Mary'nin evli bir kadın olduğunu öğrendi. - Tom found out that Mary was a married woman.

Ben asla evli bir kadınla dışarı çıkmak istemem! - I'd never go out with a married woman!

wife
kadın

O, karısını terk etti ve yarı yaşında bir kadınla aşk hayatı yaşıyor. - He left his wife and shacked up with a woman half her age.

Hiç hak etmediği, harika bir kadın olan karısından bıkmıştı. - He was bored with his wife, an excellent woman he didn't deserve.

a woman
bir kadın
feme covert
evli kadın
الإنجليزية - الإنجليزية
wife
feme covert
A woman
bim
A woman
chick
A woman
skirt
A woman
jawn
A woman
sheila
A woman
femme
A woman
hen
A woman
mulier
A woman
feminine
A woman
feme
a woman
dragon
married woman
woman who has a husband
a married woman

    الواصلة

    a mar·ried wo·man

    التركية النطق

    ı merid wûmın

    النطق

    /ə ˈmerēd ˈwo͝omən/ /ə ˈmɛriːd ˈwʊmən/
المفضلات