Tom bu evli kadınla birlikte olmayı sürdürdü.
- Tom continued his relationship with that married woman.
Karısı hakkında şikâyet etmeden asla benimle görüşmez.
- He never sees me without complaining about his wife.
John Floridalı, karısı ise Kaliforniyalı.
- John comes from Florida and his wife from California.
She's my wife - O benim eşim.
Eşim de seni görmekten memnun olacak.
- My wife will be glad to see you, too.
Eşim Lidia güzel, akıllı bir bayandır.
- My wife Lidia is a beautiful, clever woman.
Orbay Hatun Samsun sâhiline çıktı ve oradan Amasya'ya varıp Toruntay'ın zevcesi Gürcü hatunda misafir kaldı - Orbay Hatun landed to shore of Samsun and from there she was guest of Toruntay's wife Gürcü Hatun in Amasya.
She's my wife. O benim karım.
Ben şimdi evli bir kadınım.
- I'm a married woman now.
Ben asla evli bir kadınla dışarı çıkmak istemem!
- I'd never go out with a married woman!
O, karısını terk etti ve yarı yaşında bir kadınla aşk hayatı yaşıyor.
- He left his wife and shacked up with a woman half her age.
İş yerindeki adamların karının seni başka bir kadın için terk ettiğini duyuncaya kadar bekle.
- Wait till the guys at work hear that your wife left you for another woman.