Eski arkadaşının fişini çekerken, herkes ölür dedi genellikle nükteci doktor.
- Everybody dies, said the usually witty doctor as he pulled the plug on his old friend.
Tom sık sık nükte yapar.
- Tom frequently makes witty remarks.
O kitabı yazan kişi hem mizah hem de ince espriye sahiptir, değil mi?
- The person who wrote that book is possessed of both humour and wit, isn't he?
İnce espri konuşmaya lezzet verir.
- Wit gives zest to conversation.
Şirketiniz öncelikli olarak Amerika ile iş yapıyorsa, o zaman Amerikalı bir yerli ile İngilizce öğrenmek zorunda kalırsınız.
- If your company primarily does business with America, then you should be studying English with a native speaker from America.
Bizimle kimin kaldığını öğrenmek istiyorum.
- I want to know who's staying with us.
Herhangi birimiz bunun farkında olmadan yetersiz beslenmeye maruz kalabilir!
- Any one of us could suffer from malnutrition without being aware of it!
Farkında olmadan tam yanımdan geçti.
- She passed right by me without noticing.
Bu sabah depomu benzinle doldurduğumda, litresi 135 yene mal oldu yani galonu 6.55 dolar.
- When I filled my tank with gasoline this morning, it cost ¥135 per liter which is $6.55 per gallon.
Yani benim fikrimin nesi var?
- So what's wrong with my idea?
Bazı normlarla ilgili temel bir anlayış olmadan, iletişim mümkün değildir.
- Without a basic understanding of certain norms, communication is impossible.
İyi bir espri anlayışı zor dönemlerle başa çıkmana yardımcı olacaktır.
- A good sense of humor will help you deal with hard times.
Tom seninle dövüşmeyecek kadar akıllıdır.
- Tom knows better than to fight with you.
Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.
- All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood.
Onun zekası ve deneyimi onun sorunla baş etmesini sağladı.
- His intelligence and experience enabled him to deal with the trouble.
Ben senin ince zekana sahip değilim.
- I don't have your wit.
Ben senin ince zekana sahip değilim.
- I don't have your wit.