Onlar dün gece büyük bir curcuna yaptılar.
- They made a big racket last night.
Devam eden bütün bu curcunayla uyuyamıyorum.
- I can't sleep with all this racket going on.
O, bir gürültü ile patladı.
- It exploded with a loud noise.
Bir saatli bomba bir gürültü ile patladı.
- The time-bomb exploded with a loud noise.
Tenis raketini sıkıca kavradı.
- He gripped the tennis racket tightly.
Yeni bir tenis raketi istiyorum.
- I want a new tennis racket.
Şiddetli gürültü onu hoplattı.
- A loud noise made him jump.
Dokuz FIFA yetkilisi tutuklandı ve şantaj ve rüşvet ile suçlandı.
- Nine FIFA officials have been arrested and charged with racketeering and bribery.
Bütün bu gürültü nedir?
- What's all that racket?
Ben bütün o gürültü ile uyuyamıyorum.
- I can't sleep with all that racket.