Yolda birçok hayvan gördü.
- He saw a lot of animals on the road.
Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
- A lot of clients come to the lawyer for advice.
Onun ne de çok kitabı var!
- What a lot of books he has!
Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir.
- Japan consumes a lot of paper.
Bir çok öğrenci Bay Brown'a saygı duyuyor.
- A lot of students look up to Mr Brown.
Son zamanlarda bir çok hileli iğrenç olaylar vardı.
- Recently there have been a lot of nasty incidents with fraud.
He wants to make gobs of money selling cassettes.
... I don't have a whole lot of money. ...
... because I know companies spend a lot of money buying ...