O, onu ıspanak yemesi için zorladı.
- She forced him to eat spinach.
Çocuklar sıklıkla ıspanaktan nefret ederler.
- Children often hate spinach.
Mary bir kıvırcık lahana ve kinoa salatası yaptı.
- Mary made a kale and quinoa salad.
Mary bir kıvırcık lahana ve kinoa salatası yaptı.
- Mary made a kale and quinoa salad.
Mary bir kıvırcık lahana ve kinoa salatası yaptı.
- Mary made a kale and quinoa salad.