O bağırdığında onun boyun damarları açıkça görünüyordu. - When he shouted, the veins in his neck stood out clearly.
O bağırdığında onun boyun damarları açıkça görünüyordu.
When he shouted, the veins in his neck stood out clearly.
Kızım bir cam parçası ile damarlarını kesti. - My daughter cut her veins with a piece of glass.
Kızım bir cam parçası ile damarlarını kesti.
My daughter cut her veins with a piece of glass.