Ne yazık ki, bu sadece elle yapılan çalışmaydı.
- Unfortunately, it was just manual work.
Dikiş elle yapılan iştir.
- Sewing is manual work.
El kitabı sadece İspanyolca.
- The manual is in Spanish only.
Okumasını istedikleri el kitabı iki inç kalınlığındaydı.
- The manual they asked him to read was two inches thick.
Hey, araç navigasyon sisteminin kullanım kılavuzunu nereye koydun?
- Hey, where did you put the car navigation system's user's manual?
Ebeveynlik için kullanım kılavuzu yok.
- There's no instruction manual for parenthood.
Bir bahçecilik kılavuzu okuyordu.
- She was reading a gardening manual.
Kullanım kılavuzuna ihtiyacım yok.
- I don't need the user manual.
Tom manuel vitesli bir araba nasıl kullanılır bilmiyor.
- Tom doesn't know how to drive a manual.
Hiç manuel vitesle araba sürdün mü?
- Have you ever driven manual?
El ile sürebilir misin?
- Can you drive manual?