Yurtdışında okumaya karar verdim.
- I made a decision to study abroad.
Kararı öğretmenimize bırakalım.
- Let's leave the decision to our teacher.
Bir karar almak zorundayız.
- We have to make a decision.
Bazen çabuk karar almak önemlidir.
- Sometimes it is important to take a decision quickly.
Arkadaşlarımın kararlarını yargılamamaya çalışırım.
- I try not to judge my friends' decisions.
Birçok kişi yargıcın kararı ile aynı fikirde değildi.
- Many people disagreed with the judge's decision.
O kararın geniş kapsamlı ve ciddi sonuçları olacaktır.
- That decision will have far-reaching and serious consequences.
Maria sonuçları unutarak her zaman aceleci kararlar veriyor.
- Maria is always making hasty decisions, forgetting about the consequences.
Öğrenciler hükümetin kararına karşı protesto yapıyorlar.
- Students have been protesting against the government's decision.
Hükümetin kararı üzerine büyüyen öfke var.
- There's growing anger over the government's decision.