Bu şakadan başka bir şey değildi.
- It was nothing but a joke.
Şaka ile öyle söyledim.
- I said so by way of a joke.
Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer.
- Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer.
Caz ölmedi, sadece komik kokuyor.
- Jazz isn't dead, it just smells funny.
Tom bunun eğlenceli olduğunu düşünmeyebilir.
- Tom may not think this is funny.
Film kitap kadar eğlenceli değildi.
- The movie wasn't as funny as the book.
Onlar bana garip baktılar.
- They looked at me funny.
Bunun garip olduğunu düşünmüyor musun?
- Don't you think that's funny?
O adamla ilgili tuhaf bir duyguya sahibim.
- I've got a funny feeling about that guy.
Bu oda tuhaf kokuyor.
- This room smells funny.
Fıkra anlatmak hoşuma gidiyor.
- I like to tell jokes.
Tom fıkra anlatmaktan hoşlanır.
- Tom enjoys telling jokes.
Amcam bana masalı bir fıkra gibi anlattı.
- My uncle told me the story by way of a joke.
Tom fıkraları anlatmada iyi değildir.
- Tom isn't good at telling jokes.
Tom para hakkında asla şaka yapmaz.
- Tom never jokes about money.
O, o konuda bir şaka yaptı.
- He made a joke about it.
Şaka yapmakta iyi değilim.
- I'm not good at making jokes.
Bu tam bir alay konusu.
- It's a complete joke.
O, tam bir alay konusu.
- He's a complete joke.
The president was a joke.
... So if the joke's on me I'll still play along. ...
... but the human skills decided limited to be like that joke about how can you tell ...