Şaka ile öyle söyledim.
- I said so by way of a joke.
Bu şakadan başka bir şey değildi.
- It was nothing but a joke.
Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer.
- Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer.
Oğlum komik hikayelerin anlatıcısı olmak için çalıştı.
- My son tried to become a teller of funny stories.
Film kitap kadar eğlenceli değildi.
- The movie wasn't as funny as the book.
Biz televizyonda eğlenceli bir program izledik.
- We saw a funny program on TV.
Arabanın motorundan gelen garip bir koku var.
- There's a funny smell coming from the engine of the car.
Bunun garip olduğunu düşünmüyor musun?
- Don't you think that's funny?
Ben tuhaf bir gürültü duydum.
- I heard a funny noise.
Bu oda tuhaf kokuyor.
- This room smells funny.
Fıkra anlatmak hoşuma gidiyor.
- I like to tell jokes.
Tom fıkra anlatmakta çok iyi.
- Tom is very good at telling jokes.
Tom aynı fıkrayı bana on kereden fazla anlattı.
- Tom has told me that same joke more than ten times.
Amcam bana masalı bir fıkra gibi anlattı.
- My uncle told me the story by way of a joke.
Tom Mary'ye bir ırkçı şaka yaptı.
- Tom told Mary a racist joke.
Tom işi hakkında asla şaka yapmaz.
- Tom never jokes about his job.
Şaka yapmakta iyi değilim.
- I'm not good at making jokes.
Onlar tam bir alay konusu.
- They're a complete joke.
Biz tam bir alay konusuyuz.
- We're a complete joke.
The president was a joke.
... but the human skills decided limited to be like that joke about how can you tell ...
... So if the joke's on me I'll still play along. ...