Sendika ücret taleplerinde mütevazı idi.
- The union was modest in its wage demands.
Sendikanın muhafazakâr bir parti üzerinde baskın bir etkisi var.
- The union has a dominant influence on the conservative party.
Beth'in ebeveynlerinin ne zaman misafirleri olsa, o, yetişkinlerin konuşmasına katılmak ister.
- Whenever Beth's parents have guests, she wants to join their adult talk.
Bizim takıma katılmak ister misin?
- Would you like to join our team?
Kollajen, dokuların birleştirilmesine yardımcı olan bir proteindir.
- Collagen is a protein that aids the joining of tissues.
Omuz kol ve gövdeyi birleştirir.
- Shoulder joins arm and trunk.
İki ülke arasında hiçbir ittifak şansı yok.
- There is no chance of a union between the two countries.
Annenle Şangayca konuştuğun zaman sadece çok az kelime anlayabiliyorum, bu yüzden de konuşmaya katılamayacağım.
- When you speak Shanghainese with your mum, I only understand a few words, so I can't join in the conversation.
Kulübe katılmaz mısın?
- Will you join our club?
These two rivers join in about 80 miles.
We joined our efforts to get an even better result.
... Not everyone who's going to join the internet in the next ...
... does, or get involved with the Electronic Frontier Foundation. If you're a lawyer, join ...