Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
- I really look forward to your visit in the near future.
Bu problemler yakın gelecekte çözülmüş olacak.
- These problems will be solved in the near future.
Ben müstakbel karımı görüyorum.
- I see my future wife.
Basit gelecek zaman denilen şey İngilizce sınavında kabul edilse bile, o mevcut değildir.
- It is even becoming accepted even in exam-English that that called simple future tense does not exist.
Gezegendeki su miktarı sabit kalır.
- The amount of water in the planet remains constant.
Kan akışı genellikle sabit ve süreklidir.
- The blood stream is usually constant and continuous.