a highlighted feature of the perceived environment

listen to the pronunciation of a highlighted feature of the perceived environment
الإنجليزية - التركية

تعريف a highlighted feature of the perceived environment في الإنجليزية التركية القاموس.

figure
{i} rakam

O, rakamları topladı. - He added up the figures.

Rakam astronomik olacaktır. - The figure will be astronomical.

figure
{i} figür

Uzaktan bakıldığında, kaya, çömelen bir insan figürüne benziyor. - Seen at a distance, the rock looks like a squatting human figure.

Bu figürün Marilyn Monroe'yu temsil ettiği varsayılır, ama onun adaletini temsil ettiğini sanmıyorum. - This figure is supposed to represent Marilyn Monroe, but I don't think it does her justice.

figure
{f} yer al
figure
{i} desen
figure
sima
figure
(Biyokimya) çizit
figure
{i} insan tasviri
figure
önemli kişi
figure
endam

Kate iyi bir endama sahip. - Kate has a good figure.

figure
tavır
figure
değer

Tom bunun denemeye değer olduğunu düşündü. - Tom figured it was worth a try.

figure
suret

Ben uzaktan yaklaşan bir suret gördüm. - I saw a figure approaching in the distance.

figure
(fiil) şekillendirmek, resmetmek, tasvir etmek, desenlemek, süslemek, düşünmek, yeralmak, rol oynamak, anlamı olmak, ifade etmek
figure
beden yapısı
figure
{f} tasvir etmek
figure
saymak
figure
rakamlı
figure
{i} boy bos, endam
الإنجليزية - الإنجليزية
figure
a highlighted feature of the perceived environment

    الواصلة

    a high·light·ed fea·ture of the perceived en·vi·ron·ment

    التركية النطق

    ı haylaytîd fiçır ıv dhi pırsivd învayrınmınt

    النطق

    /ə ˈhīˌlītəd ˈfēʧər əv ᴛʜē pərˈsēvd ənˈvīrənmənt/ /ə ˈhaɪˌlaɪtɪd ˈfiːʧɜr əv ðiː pɜrˈsiːvd ɪnˈvaɪrənmənt/
المفضلات