a high level of skill or competence

listen to the pronunciation of a high level of skill or competence
الإنجليزية - التركية

تعريف a high level of skill or competence في الإنجليزية التركية القاموس.

ability
hüner
ability
{i} beceri

Becerisine güveniyor. - He has confidence in his ability.

İngilizce konuşma becerisi kazandı. - He acquired the ability to speak English.

ability
yetenek

Bu sıradan bir yetenek değildir. - This isn't any ordinary ability.

Biz onun yetenekli bir adam olduğunu kabul ediyoruz. - We admit that he is a man of ability.

ability
kabiliyet

Birçok dille iletişim kurabilme kabiliyetim olmasaydı, dünyaya dair deneyimlerim çok daha sığ olurdu. - My experience of the world would be much shallower without the ability to communicate in lots of languages.

Bir ülkenin ekonomik gücü sadece üretme kabiliyetinde değil aynı zamanda tüketme yeteneğinde de bulunur. - The economic strength of a country lies not alone in its ability to produce, but also in its capacity to consume.

ability
{i} yeterlik
ability
{i} güç

Zayıflığı gösterme yeteneği bir güçtür. - The ability to show weakness is a strength.

ability
{i} iktidar
ability
istidat
ability
ustalık
ability
liyakat
ability
becerik
a high of
bir yüksek
ability
kudret abilities kabiliyetler
ability
huk ehliyet
ability
melekeler
ability
(Tekstil) vasıf ( özellik )
الإنجليزية - الإنجليزية
ability

She has an uncanny ability to defuse conflict.

a high level of skill or competence

    الواصلة

    a high lev·el of skill or com·pe·tence

    التركية النطق

    ı hay levıl ıv skîl ır kämpıtîns

    النطق

    /ə ˈhī ˈlevəl əv ˈskəl ər ˈkämpətəns/ /ə ˈhaɪ ˈlɛvəl əv ˈskɪl ɜr ˈkɑːmpətɪns/
المفضلات