Onun yalan söylediği sonucuna varmada çok aceleci davrandım.
- I was too hasty in concluding that he was lying.
Maria sonuçları unutarak her zaman aceleci kararlar veriyor.
- Maria is always making hasty decisions, forgetting about the consequences.
Şimdi acele etme, lütfen.
- Now don't be hasty, please.
Acele bir yemek yedik ve hemen ayrıldık.
- We ate a hasty meal and left immediately.
Bu hızlı bir çeviriydi.
- This was a hasty translation.