Ölüm cezasını kaldırmalıyız.
- We should abolish the death penalty.
Onun suçu ölüm cezasını hak etti.
- His crime deserved the death penalty.
Zayıf görme bir atlet için bir engeldir.
- Poor sight is a handicap to an athlete.
Sen golf oynuyor musun? Engelin nedir?
- You play golf? What's your handicap?
Gönüllüler özürlülerin yararına bağış topladı.
- Volunteers collected donations for the benefit of the handicapped.
O, özürlülere yardım etmek için hayatını adadı.
- She devoted her life to helping the handicapped.
Penaltı kaçırılmıştı.
- The penalty was missed.
Grandpa Andy would buy the racing form the day ahead of time so he could handicap the race before he even arrived at the track.
The candidate was heavily handicapped.
A handicap in chess often involves removal of the queen's rook.